19 Kasım 2009 Perşembe

ortada kuyu var yandan geç

Satın aldığımız gıdaları üreten firmaların web sitelerindeki istek, şikayet bölümlerine “GDO lu ürün kullanıyormusunuz yada kullanacakmısınız” diye soruyorum.
Sağolsunlar, haklarını yemek olmaz birkaç gün içinde telefonla arıyorlar.
“Biz GDO lu ürün kullanmıyoruz ” şeklinde bir açıklama yapıyorlar.

Bende ilgi ve alakanıza teşekkür ederim. Güvendiğim bir markasınız zaten… bunu birde mail adresime yazılı olarak yollarmısınız diyorum. Tabii diyorlar.

Ne hikmetse henüz gelen giden bir şey yok.

Tamam etikete yazmak yasak, mailedemi yazmak yasak. Maile yazmakda yasaksa niye telefon açıp gerine gerine biz GDO kullanmıyoruz diye bilgi veriyorsunuz.
Bununda yasak olması gerekmez mi ? siz gerçekten GDO lu ürün kullanmıyor olsanızda sizin samimiyetinize nasıl inanayım.

Bunuda yazmadan edemeyeceğim; en fazla ana sponsora dikkat…

16 Kasım 2009 Pazartesi

Yalanlar kötülerin ,Gerçekler iyilerin elinde olmalı …

Genetiği Değiştirilmiş Organizma = Kısır tohumlar ve kısır insanlar

Geçtiğimiz 5 yıl içinde Türkiye de kısır erkek %60, yumurtalık kanseri , kisti olan kadın oranı %65 artmış durumdadır.
Bu yazı, önce insanımızın sağlığını bozan, ardından da organizma ve hastalıkları tedavi edeceklerini söyleyen, yeni tedavi ve ilaç yöntemlerini pazarlayan dış ve iç düşmanların birlikte nasıl çalıştıklarını ve amaçlarını anlatmaktadır…


Öncelikle bu yazı ülkem insanına ve yöneticilerine uyarı amaçlıdır, her geçen gün bir yakınımız veya bir komşumuz kanser yada tüp bebek uygulaması ile ilgili hastane ve eczane kuyruklarında perişan…
Bu yazı 3 S üzerine kurulmuştur.

1-Sağlık 2-Sosyo-Ekonomi 3-Stratejik

GDO lu ürünler ile sağlığımızı bozuyorlar.
Mısır(kısırKalın): Mısır özü yağı ve margarinler ,mısır şurubu,dondurma,çikolatalar,bisküitler ,unu, mısır gevreği, ve patlamışı,haşlanmışı ne kadar yaygın, alış veriş merkezlerinde çeşitli isim ve markalar ile insanımın hem sağlığını hem parasını hiç ediyorlar…
Soya(kısır):Soya un u,sütü,yağı,soya filizi,her çeşit salam, sosis, bisküit,çikolatin ,dondurma,gazlı içecekler,konsantre meyve suları içinde bulunmaktadır…
Buğday(kısır):Buğday her türlü fabrika ürünlerinde bisküit v.s…
Ayçiçeği(kısır):Ayçiçeği yağı ve margarinler…
Pirinç(kısır): Pirinç unu,tüm ürünlerde kullanılmaktadır, bebek mamaları dahil olmak üzere…
Yukarıda saydığımız, 5 Genetiği Değiştirilmiş tahıl ürünü yaklaşık olarak 1000 çeşit üründe işlenmiş olarak karşımıza çıkmakta ve insanımız tarafından kentli, köylü demeden tüketilmektedir…

Güney Amerika da Bio dizel yakıtı üretmek için, yetiştirilen GDO lu,mısır,buğday,soya,ay çekirdeğini,ülkemize satıyorlar… Helal ürünler oluşturduğunu savunan bir marka da bu tahılları ithal ederek ülkem insanına pislik bulaştırmaya devam ediyor…

Sağlık ve GDO ürünler

Türkiye bilindiği üzere son 15 yıl öncesine kadar tahıl anbarı, yeryüzünde kendine yetecek zirai güce sahip nadir ülkelerden iken şimdiler de ,büyük tahıl ve tohum firmalarının,en büyük pazarı durumuna düşmüştür,bu iki ülke ismi, tüm insanlığa barış getirdiklerini söyleyen ve bir birlerinin işgal programlarını destekleyen Johne ve Ishak kardeşler,Peki nasıl oldu da bu dünyanın baş belası pislik üreticileri insanları,insanlarımızı kandırabildiler…Aslında aldananlar belli güney Amerika, (Brezilya,Arjantin,meksika ,johne ve ishak kardeşlerin firmaları ile dünyaya pazarlıyorlar,öylesine denek olarak kullanılıyorlar ki tüm hastalıklar ilk o bölgede görülüyor,kuş gripleri,domuz gripleri v.s.)Asya da ve Afrika daki insanlar,eğitimsiz halkları ve satılık yöneticileri sayesinde…Avrupa nispeten daha zengin,akıllı ve cesur yöneticilere sahip,iki pislik üreticisi ürünlerini markalarını oraya da pazarlıyorlar ancak faklı hammaddelerle GDO lu değil…

Mısır;çok özel bir tahıl bitkisi doğal olarak Karadeniz sahil şeridinin vazgeçilmezi, ancak mısırlar artık doğal değil,Bu johne ve ishak kardeşler karadenize kendi verimi yüksek GDO lu ancak KISIR tohumlarını yaydılar bile, son dönemde Karadeniz bölgesinde kanser ve kalp hastalıklarının sık görülme sebebi olarak Hain Hakiki tereyağı gösterilse de asıl sebep mısırdır,bu ülkemizdeki üretilen bölümü, asıl en büyük tehlike ithal edilen mısır, ve bu mısırı ihraç kayıtlı getirten ancak ne kadarı ihraç ediliyor ne kadarının iç piyasada insanımıza sunulduğunu bilemiyoruz, ithal eden özel şirketi denetlemeyen hükümetin ayrıca sorgulanması gerek ve sonuç bu ithalatçı ve üretici firma tüm spor takımlarının baş(ana demek zoruma gidiyor) sponsoru, ne güzel ne ala organizasyon…
Mısır GDO lu ithal ediliyor, labaratuar da mısır şurubu üretiliyor, peki bu mısır şurubu ne biliyormusunuz? yeryüzünde insanı önce obez yapan, ardından pankreas organın işleyişini bozan,son dönem de milyonlarca insanımızı obez ve hastası olmasına sebep ürün, insan organizmasında kan şekerini ani yükselten yapay,sahte şekerdir, yıllar önce şeker pancarı, şeker kamışı bilinen şeker üretimindeki bitkilerdi nerede bu doğal şeker kaynakları,yok edildi,Hatta bilinen toz ve çay şekerlerinde bile mısırdan elde elde edilen GDO lu sahte şeker satılmakta..kazanan kim? Johne ve ishak kardeşler ve ülkemizdeki işbirlikçileri,çok çok çok çok az bir miktarı spor takımlarımız!!!! Obez olan erkeklerin vucud yağ % oranının yükselmesi erkeklerin kadınlaşma durumunu ortaya çıkarıyor çocuklar dahil, cinsel hormonlar ve sperm kalitesinde kayıplar oluşturuyor,aynı şekilde genç kızlarımızda yüksek yağ % oranına sebep erken regli ve erken yaşlarda menapoz yaşamalarına sebep oluyor,artık muhtarlık gibi her mahallenin bir tüp bebek merkezi var,kalp ve dolaşım hastalıkları buna bağlı,depresyon sorunları çokca yaşamaktayız,tüm ilaçlar ithal, kullanılan materyaller ithal, eğitim ve dökümanlar ithal, kazananlar johne ve ishak kardeşler,Pankreas kanseri ,mide kanseri ,kolon kanseri,karaciğer kanseri,görülme oranı%50 artış gösteriyor ülkemde,tüm sebep tüketilen GDO lu ürünler, sebep hastalıkların tedavisi için gerekli tanı, teşhis, araçları ilaçları da ithal,kazanan gene pislik üreticisi ve satıcısı johne ve ishak kardeşler

Soya: Protein değeri en yüksek kabul edilen baklagil olarak bilinir ve tanıtılır,Peki soya ile bu ülke insanı ne süredir tanışır,bizim mutfak kültürümüzde soya var mı? Tabiî ki yok ancak artık yediğimiz tüm ürünlerde var dondurma,salam,sosis,köfteler pasta,çikolatin çeşitleri v.s. GDO lu yapısında çok güçlü bir antibiyotik özellik bulunduruyor ve bu da bizim sağlığımızı gün gün çökertiyor,nasıl mı? Bağışıklık sistemimiz bağırsaklarımızda bulunan faydalı bakteriler sayesinde düzenleniyor ,GDOlu ürünlerle vücuda alınan aşırı antibiyotik alımı sonucu bu faydalı bakterileri yok ediyor ve bağışıklık sistemi zarar görüyor ve en ufak soğuk algınlığı veya grip virüsü ile karşılaşıldığında hastalık oluşuyor,tedavi olabilen ,ilaç ,aşı, olamayan ölüyor kazanan mı? johne ve ishak kardeşler, kaybeden mi? yalnız ve güzel ülkem…(Nuri Bilge Ceylan) Bağışıklık sistemi bozulduğunda vücud da oluşan yumurtalık kistleri ve tümörler,göğüs kanseri,kadınlarımız ve kızlarımızın da korkuları haline dönüştü…
Buğday: Ülke insanın en temel tüketim kaynağı, maalesef GDO lu tarım ilacına dayanıklı böcek zehiri genli buğday, Nasıl olurda güzelim Anadolu buğdayı terk edilir,diye düşünüyorsanız orda da kurnaz ikili ve yöneticilerimiz sayesinde kendi ne has yeryüzündeki en kaliteli Anadolu buğdayı artık yok ,ekmek fiyatı ülkemde maalesef iktidarı belirlediği için ucuz diye hastalık üreten buğdaydan üretilen ekmek halkıma ikram ediliyor, önünü arkasını düşünmeden insanımızı kendi elimizle ucuza hasta edip pahalıya tedavi etmeye çalışıyoruz Parola hep aynı kalan sağlar bizim, sonrada günümüz yöneticileri karlı bir iş yapmış gibi sıkılmadan halkın karşısına geçip konuşuyorlar,bunu ben görebiliyorsam yöneticim göremiyorsa yazık, işin en vahimi , görüyor ve biliyorsa hepten geçmiş olsun,
Çiftçi ne yapsın, bir yandan ülke buğdayıma özel zararlı yetiştiren ishak ve kardeşi, mazot fiyatları, kuraklık endişesi, işçilik ücretleri, istemez mi ki binlerce yıldır ektiği buğdaydan tohumluk yapsın…Kısır ishak tohumu olmazsa olmaz oldu, Anadolu da, güzelim toprağımızı da pisletiyoruz kısır tohumlar ile…

Sosyo-Ekonomi ve GDO


GDO lu ürünlerin ilk olarak araştırılma sebebi dünyadaki açlık ile mücadele etmek için oluşturulduğu bilgisi insanlara aşılandı,aynı domuz gribi aşısı gibi…
Aslında idaresi ve yönetimi zayıf ülkelerin insanlarını kontrol etmek,ölmeselerde sürünmelerini sağlayarak sömürmek asıl amaç, önce demokrasi getirirler,ardından da hastalık üreten gıdaları ve hastalanan insanları, ilaçlarını üzerimizde denerler,
Zincirleme kazanç ekonomisi, maalesef ortakları siyasetçiler,gıda sektöründeki dev yerli şirketler,en acısı da yanlarına çektikleri türk bilim adamları, ve bu sözde bilim adamları da Atatürk ün kurduğu üniversitelerde Prf. Ünvanı ile görev yapmakta olmaları(ülkeleri için mücadele verenler hariç) , bir bilim adamımız GDO lu ürünlerde toksitolojik değerlendirme sonucu negatif olarak söylüyor,zaten bizde bu ürünlerde toksin var yada yok demiyoruz, kimsede bu 15 yıllık araştırma sonuçları ile bir şey diyemez diyoruz ,insan sağlığına bütünsel yaklaşılması gerektiğini söylüyoruz ,çok ucuza elde edilen sahte şekerin insan sağlığına basamak basamak olumsuz etkilerini görmeyip bunu GDO lu ürünlerin zararsız olduğunu savunmanın anlamsızlığını dile getiriyoruz ve anlatıyoruz…
Ülkeleri kendi düşünce ve istekleri doğrultusunda yönlendirme, devletlerin yönetimini eline geçirme taktikleri,çiftçimiz,ucuza ithal edilen GDO lu tarım ürünleri ve yönetimin politikası tarım ürünlerine kota getirmesi ile Türkiye tarım ülkesi değil GDO lu ürünlerle beslenen hasta sanayi ülkesi haline getirip ülke yönetimini ele geçirme amacı…Pislik ürünleri ithal ediyoruz, tüketiyoruz,ve hastalanıyoruz ardından ilaç ve tedavi yöntemleri ithal ediyoruz,dış borcumuz kat kat artarak ülkemizin anahtarını altın tepsi ile sunuyoruz, bu da ekonomik yıkımın ayak sesleri…

Stratejik önemi ve GDO


GDO lu yada kısır tohumların ülkemizde ekimi ile ülke toprağımızdaki gerçek Anadolu tohumlarını yok ettik, devletin kontrolsüz yaklaşımı bu sonu hazırladı, ülkemizin tarımını yabancı organizasyona ve tohumlarına teslim ettik, peki, nasıl kandırıldık. Çiftçime 3 ,4 kuşak tohumun kısır olduğunu bilgisi verilmeden tüm yurtta yaygınlaştırıldı,çiftçi hiç görmediği kadar çok verimle karşılaştığında sorgusuz sualsiz bu tohuma yöneldi,Johne ve ishak kardeşler,ülke tarımını kısır tohumları ile ele geçirdi,orijinal Anadolu buğdayı ekilse dahi yetişmez oldu çünkü komşu tarlada ekili kısır tohumun poleni rüzgar yardımı ile tüm ürünleri ve toprakları etkiliyor,pisletiyor,peki bunun maddi zararı var ne yapalım akılsız ve programsız hareketlerimizin cezasını çekeceğiz diyebilirsiniz,işin asıl sonucu bu değil şimdi ülkeler arasında bir barış dönemi ve al gülüm ver gülüm devri söz konusu ya günün birinde savaş hali söz konusu olursa ishak la savaşırken ishak seninle savaşabilmem için bana tohum satman gereklimi diyeceğiz,ne acı dimi,75 milyon aç insan 5 milyon tok insana mağlup olacak bu johne ve ishak kardeşlerin ülkemi ele geçirmeleri ile son bulacak..

Taktir,hakkınızı çabuk kullanın çok yakında üzerinde taktir hakkımız olan ülke toprağımız kalmayacak.

Yalnızca birbirimizi bilgilendirmek, GDO ile ilgili yeni çıkan bir haberi birbirimize iletmek için yarış yapmak, basın organlarındaki GDO haberlerini izleyip sonrada uzun uzun cık cık cık yapmakla bu beladan kurtulamayız.

En azından akşam eve giderken, ailemiz sevinsin ağızları tatlansın diye aldıklarımıza dikkat edelim. çocuklarımızı kendi ellerimizle zehirlemeyelim.

16 Ağustos 2009 Pazar

En minik Pembe

bu sene bereketli bir sezon geçirdik. ama öyle iddalı büyüklüklere ulaşan pembemiz olmadı en büyüğü 550-600 gr cıvarındaydı. ama bu pembe herhalde sıradışı nasıl bu küçüklükteyken kızarmayı başardı bilmiyorum. şimdilik en küçük pembe rekoruda bizim olsun :)



26 Temmuz 2009 Pazar

PDA-Junior

bu pembeler üçünçü hasatın ürünleri hiçbiri birbirine benzemiyor. pembe domatesi daha önce hiç görmemiş tatmamış komşularıma birer tane veriyorum. ilk önce pek anlam veremiyorlar... bir adet domates ikramımı olurmuş düşüncesini gözlerinde görebiliyorum. verirkende şartım var. tohumlarını isterim ha diyorum. hepten şaşırıyorlar. ama yedikten sonra... ve PDA yı anlatıktan sonra gerçekten çok değerli bir hediye aldıklarını anlıyorlar. seneye bütün bahçeye pembe domates dikme planlarımız var.
bu iki domatesten biri 550 gr diğeri 420 gr yani denizin ellerinde yaklaşık bir kilo ağırlığında domates var.

alt resimdeki yakışıklıda, denizin arkadaşı komşumuz Orkun, onun gibi daha 5-6 tane daha komşu çocuğumuz var. benim yardımcılarım. PDA nın geleceğini şimdiden sağlamlaştırmak lazım. Onların ilgisi ve sevgisini gördükçe PDA-junior adlı bir alt gurup oluşturulsa nasıl olur diye düşünmeye başladım.





25 Temmuz 2009 Cumartesi

deniz ve pembeleri

Bu sene Denizde çok emek verdi. fidelerin yetiştirilmesinde dikilmesinde sulanmasında çok yardım etti. Elindeki pembelerde dikkati sayesinde kurtardığı fideden yetişenler. Ama ne yazıkki kızım hala domates yemiyor.

5 Temmuz 2009 Pazar

Hasat Başladı




mart ayının sonunda başlayan pembe domates serüveni 5 temmuzda yaptığımız ilk hasatla devam etmekte

bu pazar kahvaltımız; pembe pembe, mis kokulu, gururlu ve mutlu.
ilk meyvelerimizin tohumlarını çıkartıktan sonra dilimleyip, üzerine biraz tuz, biraz zeytinyağ gezdirip. afiyetle yiyeceğiz. Bütün PDA üyelerininde aynı duyguları yaşamalarını dilerim.




8 Haziran 2009 Pazartesi

PDA nın pembe domates fanatikliği


pembe domates, pembe domates dediğimize bakmayın. aslında biz bütün domatesleri çok seviyoruz. kısıtlı imkanlarımızla ancak bir türe güç, vakit ayırabiliyoruz. oda bizim topraklarımıza ait çoğu yerde yerli domates diyede anılan bizim pembemize. doğal, evladiyelik olduğuna emin olduğumuz. nesilden nesile bozulmadan gelen, günümüzde değeri gitgide artan değerli tohumlarla yetiştirdiğimiz. nesli tükenmeye yüz tutmuş, bizim pembemize. yoksa takım tutar gibi bir sevda değil bizimkisi.
kim istemez resimdeki domateslerin hepsinden yetiştirmeyi. üyelerimizin çoğu domateslerini balkonlarda odalarda hatta merdiven boşluklarında yetiştiriyorlar. iki üç saksı koydunmu balkon bitiyor zaten. hiç meyve almadan bir sezonu geçirmeyi göze alıyorlarda, pembe domatesin doğallığına saflığına bir zarar gelmesini göze alamıyorlar. böyle bir sevda bizimkisi . fanatiklik mi ? evet doğal olmaya, saf olmaya karşı fanatiklik. ama kargadan başka kuş, hamsiden başka balık tanımam tarzında değil.

Bu habere bir göz atın: Termik santraller ve kömür | Greenpeace Akdeniz

Bu habere mutlaka bakmalısın: Termik santraller ve kömür | Greenpeace Akdeniz 

7 Haziran 2009 Pazar

kompost yapmayı deniyorum

bu hafta evde kompost yapmaya karar verdim. iki adet 5 lt lik şişman pet su şişesinden faydalanacağım. birincisini yukarıdaki gibi kapağına yakın bir şekilde kestim. bu şişe kap olacak. ikinci şişedende kapağını çıkartacağım. ikinci şişeyide birinciyi kestiğim yerden daha aşağıdan, resimde ki gibi keserek kapak yaptım. Kap olarak kullanacağım şişenin kenarlarında pek çok delik açtım. kompost için olmazsa olmazlardan biri hava buraya kadar şişeyi nasıl yaptığım üzerinde durdum. bundan sonraki resimler pek hoşa gitmeyebilir. ama ev hali işte herkezin mutfağında bu tip artıklar çıkıyor. Önce kabın en altına bir miktar koyun gübresi sonra artıklar sonra biraz daha gübre komposta hangi artıklar konur, hangileri konmaz 22.05.2009 tarihli kayıtta ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştı.

ve kapagınıda kapatıp yine ilkel, bir iplikle kilit sistemi ve artık artıklarımız doğanın minik mikro organizmalarının elinde. ben arasıra onlara yardımcı olmak için, artıkları karıştırıp arasırada nemli kalması için ıslatacağım. bu aradada mutfaktan çıkan yeni artıkları biriktirmeye devam ediyoruz. hemen kokmaması için kısa bir süre buzdolabında bekletiyoruz. bu denememizde başarılı olursak aynı yöntemle 10 lt lik pet şişeler kullanacağım.

meyveler büyüyor, pembeler kontrolden çıktı

yukarıdaki resimlerde pembelerin son durumları bulunuyor. meyveler çok hızlı bir şekilde büyüyor. fidelerde fidelikten çıktı artık ağaç fidanı gibi oldu. hangisi koltuk hangisi dal artık ayıramıyorum.
Posted by Picasa

6 Haziran 2009 Cumartesi

KOMPOSTLAŞTIRMA SİSTEMLERİ VE KOMPOSTUN KULLANIM ALANLARI ÇALIŞTAYI

KOMPOSTLAŞTIRMA SİSTEMLERİ VE KOMPOSTUN KULLANIM ALANLARI ÇALIŞTAYI
18 - 19 Haziran 2009 - Barceló Eresin Topkapı Hotel - İstanbulHaberToprağın yapısı ve bitki gelişimine önemli katkı sağlayan kompost ürünün daha iyi bilinmesi ve kullanım alanlarının yaygınlaştırılması maksadıyla yürütülen sayısız çalışmanın bir çıktı olarak düzenlenen “Kompostlaştırma Sistemleri ve Kompostun Kullanım Alanları Çaliştay”ı ile elde edilen tecrübelerin akademisyenler, kamu kurumları, yerel yönetimler ve sosyal organizasyonlar vasıyasıyla tüm Türkiye ile paylaşımı amaçlanmıştır. devamı

Dünya Çevre Gününüz Kutlu Olsun

Yarın için şimdi, herkezin yapabileceği bir şeyler var. Lütfen dünyamıza karşı sorumluluklarımızın farkında olalım. Ve düşünelim "ben ne yapabilirim" kendimiz için olmasa da gelecek nesiller için.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Artık sigara içmiyorum.

sigarayla süren 27 yıllık birlikteliğimiz. 31.05.2009 tarihi ve yaklaşık saat 17.00 de sonlanmıştır. birlikte olduğumuz süre içerisinde, hep onun fedakarlık yaptığını, benim iyi ve kötü günlerimin dostu olduğunu, onsuz hayatımın hiç bir anlamı olmayacağını sanıyordum. meğer yanılıyormuşum.

27 sene bir asalak gibi, cebimde çantamda ben nereye gidersem yanımda geldi. keyifli bir yemeğe gittim. keyfime eşlik etti. hastaneye, cenazeye gittim. hüznüme eşlik etti. yada ben öyle zannettim. eşlik ettiği hiçbir şey yok aslında, verdiği bir şeyde yok tamamen kandırmaca ilişkimiz süresince ben hep veren, o ise hep alan taraf oldu. paramdan verdim. sağlığımdan verdim. zamanımdan verdim. verdimde verdim. tam 27 sene

Artık yeter maymun gözünü açtı. ben artık sigara içmemeyi tercih eden, sigaranın kölesi olmaktan vazgeçen biriyim. artık sağlığımı, kötü kokmayan; nefesimi, parmaklarımı, büromu üstbaşımı geri istiyorum. artık bende koşmak en azından hızlı yürümek istiyorum. yediklerimin gerçek tat ve kokularını, kızlarımın bana sarıldıklarında çaktırmadanda olsa burunlarını kapatmamalarını istiyorum.

sigarayı bırakmak için bence iki şey lazım. 1) %100 istemek 2) %100 karar vermek.

neden istemelisiniz. ve nasıl kararlı olmalısınız... Bunuda Allen Carr ın değerli uzmanları 6 saatlik çok neşeli ve istediğiniz kadar sigara, çay, kahve içebileceğiniz bir seminerle size bütün detayları ile açıklıyor. seminerin sonuna doğru sigara serbest olmasına rağmen sigara içme isteğiniz bitiyor. azıcık isteseniz bile kendinizden utanıp içmemeyi istiyorsunuz.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

ilk meyveler gözüktü

fidelerimi bahçeye dikerken ilk can suyunu vermiş, daha sonrada 1 hafta sonra sulamıştım. ikinci sulamadan 15 gün sonra üçünçü sulamayı bugün yaptım. pembeleri sularken çiçeklerin arasından bir kaçtanesinin ortasında, yeşil yeşil bezelye tanesi büyüklüğünde ilk meyvelerimizin çıktığını gördüm.
21.03.ve 28.03 de Ektiğimiz pembelerimiz. yaklaşık bir ay sonra 28.04 de ilk tomurcuklarını, ve tomurcuklardan 1 ay, 1ay+1hafta sonrada, bugün 30.05 de ilk meyvelerini vermeye başladılar. henüz bezelye kadarlar. ilk meyve, fideyken dibine mercimek koyduğum fidelerden, ilk çiçekte onlardandı. seneye kısmet olursa bütün fidelerimin dibine koyacağım. ama bu seneki gibi direkt değilde, önce bol mercimekli karışık bir kompost hazırlayarak bu işi yapacağım.

24 Mayıs 2009 Pazar

tek gövdeye bırakma

saksıda domates yetiştirenlerin dikkate alması gereken bir yöntem; tek gövdeye bırakma, yani bakabileceğin kadar çocuk sahibi olmak gibi bir şey, saksıda az bir toprakla geçimini sağlayan domatesin besleyebileceği kadar meyve sahibi olmasına yardımcı olmak. çiçeklerin dökülmemesi daha büyük meyve elde edilmesi içi faydalı oluyor.

üstte ikiye ayrılmış gövdeyi görebilirsiniz. bu çatallaşma gerçekleştikten sonra zayıf olan, üzerinde daha az tomurcuk olan dalı budayabilirsiniz. bu işlemi yaparken gövdeye zarar vermemek için dikkatli olmak lazım. ben ince ama sağlam bir ipi, budayacağım dalda bir düğüm yapıp düğümü sıkarak dalı kesiyorum.


domates-fesleğen-kadife çiçeği

domates yetiştirirken yardımcı (kardeş) bitkilerden faydalanabiliriz.
domatesin kardeş bitkileri;
Fesleğen toprak üstü zararlıların kovulmasında,
Kadife çiçeği; kırmızı örümcek, toprak altı zararlılarına karşı etkili, aynı zamanda arılar için davetçi, lavantada yine arıları çekme konusunda yardımcı oluyor.
domateslerin etrafı kadife çiçeği ile çevrildi. ortalarınada fesleğen dikildi.




22 Mayıs 2009 Cuma

evde kompost yapımı

Hep merak ettim bu kompost dedikleri nedir nasıl yapılır. Ben kendi imkanlarımla yapabilirmiyim diye araştırdım. bulduklarımıda paylaşmak istedim. daha fazla bilgi almak isteyenler http://www.gerikazanim.org/html/kompost.html, http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/evreci_konular/

Amacım bu konudaki bütün bilgileri vermekten çok, konuya dikkat çekmek. Hızlı tüketimin yarattığı çöp dağlarına küçükte olsa bir çözüm önerebilmek.

Kompost nedir: Kompostlama, katı atıkların içlerindeki organik maddeleri, kolayca depolanabilir, işlenebilir ve çevre için kullanılabilir hale getirmek için, bol oksijenli bir ortamda mikroorganizmalar tarafından parçalandıkları bir katı atık değerlendirme yöntemidir. Kompostlama, evsel katı atıkların azaltılmasında en iyi yöntem olarak nitelendirilebilir. Kompostlama her evde küçük bir maliyetle uygulanabilir, ve bahçede doğal gübre olarak yararlanılabilecek mamûl kompost veya humus elde edilebilir.

Kompost için gerekli olanlar:
Organik atık: Yaprak, ot, mutfak atıkları (meyve, sebze kabukları çekirdekleri ,yumurta kabukları çay ve kahve posaları, mısır kocanı) ağaç talaşı vs.
Toprak veya bir miktar gübre: Mikro organizma kaynağı olarak
Hava ve su

Kompost yapımında kullanılmayacaklar:
Hastalıklı bahçe bitkileri – Kompost yığınına hastalığı bulaştırabilirler ve mamûl kompostu bozarlar.
Arsız otlar – Arsız otların sporları ve tohumları (düğün çiçeği, çan çiçeği, yabani sarmaşık vs.) ayrışma sürecinde de canlı kalırlar ve mamûl kompostu kullandığınızda bahçenize yayılırlar.
Odun kömürü külü – Toprak mikroorganizmaları için toksiktir.
Parlak kuşe kağıt – Mürekkep ve boyaları toprak mikroorganizmaları için zehirlidir.
Böceklere karşı ilaçlanmış bitkiler – Bunlar, kompost besi-ağı organizmaları için zararlıdır, ve böcek ilaçları mamûl kompost içinde de kalırlar.
Et süt gibi hayvani atıklar:

Kompostlama esnasında neler olur:
Kompostlama esnasında, topraktaki veya gübredeki mikroorganizmalar organik atıkları (karbon içeren) yiyerek onları çok basit parçalar halinde parçalarlar. Bunun sonunda, azot, fosfor ve potasyum gibi inorganik besinleri de içeren, elyafça zengin, karbon içerikli humus elde edilir.

Kompostun Faydaları:
Bahçeniz veya bostanınızda toprağın yapısını geliştirir. Toprak mikroplarının aktivitesini arttırır. Toprağınızın besi içeriğini zenginleştirir. Toprağınızın kimyasını geliştirir; özellikle asit düzeyini (pH derecesi) düzenler. Ağaçların ve bitkilerin etrafında toprak sıcaklığındaki değişiklikleri yalıtır. Bahçe bitkilerinin ve ağaçların böcek ve hastalıklara karşı dayanıklılığını geliştirir. Çöp miktarını azaltır.

Evde pratik ve ucuz kompost yapımı:
Kompost yapmak için pek çok yöntem var. Mekana ihtiyaca göre çeşitli yöntemler, bahçeye tahtalardan sandık yapmak, hasır sepetler, plastik çamaşır sepetleri vs. burda yaratıcı gücümüzü kullanıp gerisini işlerini bilen mikro organizmalara bırakmamız yeterli. onlara hava alabilen ağzı kapalı ve alttan su tahliyesini yapabilecekleri bir kap bulup, içini atıklarla doldurup biraz sabırlı oldukmu tamam. eğer kompostu bahçede bir yerde yapacaksak zemin direk toprakta olabilir.

18 Mayıs 2009 Pazartesi

sinekler

fideler bahçeye geçtikten sonra, resimlerde gözüken sinekler, fidelere dadanmaya başladı. şimdilik bir zararları yok gibi ama daha sonra ne olur bilmiyorum.

biraz incelemeye çalıştım. pek bir işlem yapmıyor gibiler. yaprakları yemiyorlar. öylece duruyorlar. ve çok duyarsızlar sanki kör sağır gibi tepkide vermiyorlar. umarım zararlı sınıfından bir sinek değildir.



yapraklardan çok gövdede dallarda haraketsiz uyuşmuş gibi duruyorlar.

9 Mayıs 2009 Cumartesi

fideler bahçede,evde hüzün

hazırlıklar iki hafta önce başlamıştı. ilk hafta bahçe otlardan temizlendi. kabaca bellendi. toprağın üzerine gübre döküldü. şansımıza o hafta ortası bol yağmur yağdı. ikinci hafta sonu, bahçe bu sefer daha ince bir şekilde bellendi. tırmıklandı. taşlar ayıklandı. kolay değil tabi 1 dönüm tarla.

bu hafta sonu da dikim yapacağız. başlamak için güneşin biraz uzaklaşmasını akşam serinliğinin gelmesini bekliyoruz. takım hazır. ben Ece, Deniz ve kayınpederim Kemal bey. toprak konusunda oldukça tecrübeli öneri ve gözetimine ihtiyacımız var.

önce dikim yapacağımız yerleri belirledik. fide aralarının 50 cm olmasına özen gösterdik. sonra çukurçuklar açtık. içine bir kürek gübre, sonra bol su. maksat kökler rahat etsin. toprağın suyu tamamem çekmesini beklerken sıra fidelerin psikolojisi ile ilgilenmeye geldi. bu görev sevgili kayınpederime ait.




önce motivasyon; hadi bakalım göreyim sizi, mahcup etmeyin bizi, başaracaksınız ben size güveniyorum tarzında bir konuşma.


ardından biraz kültür aşılama. fideleri sorumlulukları konusunda uyarma işlemi. ama biraz ağır olmadımı Kemal Bey. ne anlar pembeler Hamletten, Shakespeare den başka bir tema seçseydiniz keşke. siz canınızı sıkmayın pembeler olsada olur olmasada. sizin canınız sağolsun.

fidelerimizi açtığımız çukurlara özenle yerleştiriyoruz.




toprağı iyice sıkıştırıyoruz.

kök boğazını toprakla doldurup fidenin etrafında halka şeklinde bir ark açtık sulama yapmak için. ilerde fideler büyüdüğünde fideler arasında kalan toprakları boğazlama yapmak için kullanacağız. aradaki topraklar boşaldığında orda uzunlamasına karıklar oluşacak. sulamayı bu şekilde yapacağız.



sıra can suyunu vermeye geldi. fotoğraflar Eceden, can suyu Denizden, ama önce nasıl yapılacağını öğrenmeli suyu fidenin gövdesine değdirmemeli.




8 Mayıs 2009 Cuma

mercimek farkı

Potasyum ve fosforun domates için en gerekli maddelerden biri olduğunu okumuştum. Organik olarak nerde bulunacağını araştırdım. En uygun mercimek çıktı. Bende birkaç fidemi saksıya alırken dibine mercimekleri ıslatıp ezerek suyu ile beraber koydum. Sonuç şimdilik iyi ama çiçeklenme ve meyveye dönüşme daha sonra meyve kalitesindeki etkilerini bilmediğim için guruba tavsiye etmeye çekindim.
Hatta Karadeniz de bu amaçla, kıştan toprağa ezik çürük hamsileri gömdüklerini duymuştum.

resimde sağda en arkada köşede duran iki saksı mercimekli, arkada onun boyunda olanlar var onlar 1 hafta önce ekildiler. ama mercimekli olanın gövdesi hepsinden kalın yaprakları daha tok ve tomurcukları en iri olanı ve resim çekildikten sonraki 1 haftalık sürede gelişim farkı dahada arttı. denemek isteyenlere duyurulur.

2 Mayıs 2009 Cumartesi

tomurcuklanma koltuklar ve sardunya

sardunyam çiçek açmaya başladı. yakında yeşil yapraklar gözükmeyecek. saksı pembe bir top haline gelecek


koltuklarımızda olmaya başladı artık. ama ne yazıkki yakın da budanacaklar.

bu sene tohumlarımızı geçen seneden 10 gün evvel ektik. tomurcuklanma 37 gün önce başladı. yani yaklaşık 27 gün öndeyiz. bilmeden ne yaptık ta bu kadar öne geçtik bilmiyorum. Ama geçen seneden farklı yaptıklarımızı tecrübe olsun diye kaydetmek duyurmak istiyorum.
1) Hiç panik yapmadım. pipirikli davranıp onları da sıkıntıya sokmadım. sevgi ve ilgimi sınırlı bir şekilde gösterdim.
2) en iyi gelişimi gösteren fideler; geniş bir kaba ektiğim, bir kaşık yardımıyla toprağı ile beraber saksıya aldığım fideler oldu. ama doğru olan şaşırtma bu şekilde değil. doğru olan;Birol Beyin 22.04.2009 tarihli yazısıyla blogunda belirttiği gibi olan, köklerin zarar görmesinden endişe edip yapmadığım fideleri topraksız bir şekilde nakletmek. yalnız burda önemli olan zamanlama, 3.4. yaprakların ucu gözüktüğünde ilk şaşırtmayı yapmak gerekiyormuş. çünkü bu aşamada henüz ana kökler oluşmadığı için köklerin kopması gibi bir tehlike yokmuş. ama yinede dikkatli olmak lazım.
3) saksılara alırken, geçen sene gübreli toprak diye aldığım, az gübreli kum yerine; 1 seneye yakın balkonda beklettiğim, koyun gübresinden bolca- torf-toprak karışımı kullandım.
4) sulamaya çok dikkat ettim. 7-10 gün arasında toprağın nemini kontrol ederek. saksının altından bir kaç damla su çıkacak kadar sulama yaptım. sulamayı saksının kenarlarından yapmaya gayret ettim.
5) fırsat buldukça bir kürdan yardımıyla toprağın üstünü karıştırdım.
6) yerlerini hiç değiştirmedim. ve bol güneş altında kaldılar. geçen sene orası burası daha iyi diye evin heryerini dolaşmışlardı.
7)her sabah erkenden, soğuk sıcak demeden bulundukları odanın pencerelerini açıp, sabah serinliğinin odaya dolmasını sağladım. (bu banada çok iyi geliyor kendimi çok iyi hissediyorum.) çok rüzgarlı ve soğuk günler hariç hafta sonları balkona çıkarttım.
belkide yaptığımız en doğru şey ekim işini 10 gün önce yapmaktı.




25 Nisan 2009 Cumartesi

dikime az kaldı



bazı fidelerde kurşun kalem kalınlığında bir gövde oluştu artık

bahçede hazırlık

pembeleri bu sene balkonda yetiştirmemeye karar verdik sitenin ortak bahçesinde 1 dönüm yer ayırdık kendimize.

artık saksılar küçük gelmeye başladı herhalde, fazla sulamadığım halde boyları uzamaya başladı. ya böyle iki hafta daha idare edecekler. yada saksılarını değiştirecem ama o zamanda yer problemi oluyor. bakalım ne yapacağız bir karar vereceğiz.


Artık sulamayı iyice azalttım. ve fırsat buldukça pişkinleştirmek amacıyla balkona çıkarıyorum.

gecede biraz daha geç içeri alıyorum. biraz soğuğa ayaza alışsınlar artık. yeter bu kadar el bebek, gül bebek.
eşimin demesiyle bizim ev pembe kız yetiştirme yurdu olmuş. gelen misafirlere Rasimin kızları diye tanıtıyormuş...




yoruldum artık, kızım ağırlık yapıyor küreği saplamak için :)

elindende her iş geliyor.






önce yabani otları ayıkladık. sonra belledik kızımla Arzuda yukardan resimlerimizi çekti. şimdi gübre alıp sereceğiz toprağın üzerine 10-15 gün sonrada dikim başlayacak. gece soğukları bitsin diye bekliyoruz. yoksa fidelerimiz dikim aşamasına geldi